Bu çalışmasında yazar, Türkiye eğitim sistemindeki problem, aksaklık ve yanlışlıklar üzerine eleştirel bir analiz yapmaktadır. Bunu yaparken gerek teknik-bürokratik aygıt olarak sistemin üretici ve taşıyıcısı olan MEB'in politikalarını gerekse çeşitli ideolojik kesimlerin (Türkiye solu, İslamcı çevre, Atatürkçü cumhuriyetçiler, kapitalist piyasacılar) eğitime bakış açılarını eleştirmektedir. Bu eleştirel analizde ideoloji-siyaset ve eğitim ilişkisinden kalkarak mesleki eğitim, müfredat ve ders kitapları, okuryazarlık, eğitim 4.0, başarı ve kalite, sınavlar, öğretmen sorunu, okul üniforması, sınıf anneliği, üniversiteler, akademisyenler, kimlik, karma eğitim, okulda manevi danışman gibi pek çok konuya değinilmiş. Bütün bu geniş ve kapsayıcı başlıklar, Türkiye'de eğitimin egemen sistemin ideolojik ve iktisadi yeniden üretimiyle iç içe olduğunu gösteriyor. Siyasal iktidarlar, kapitalist piyasalar ve resmî ideolojinin iç içe geçtiği yapısal güçler, eğitimin gerek metalaşmasında gerekse gericileştirilmesinde rol oynamaya devam ediyorlar. Bu yazılarda olmayan şey, bütün bunlara karşı geliştirilen direncin çeşitli gösterimlerinin örneklendirilmesidir ancak bu çalışmanın kendisi, bir muhalif ve müdahil odak veya güç olarak bir direnç hattı olarak görülebilir. Eleştirel pedagojik bakış açısıyla sistemin genel bir fotoğrafını farklı momentlerde çekerken detaylarda kaybolan pek çok noktaya ışık tutan çalışmanın yararlı olmasını umuyoruz.
Tanıtım Metni