Amerika Birleşik Devletleri'nde konut piyasasında başlayan kriz çok hızlı şekilde bir finansal krize dönüşmüş ve tüm dünyaya yayılmıştır. Kriz sonrasında gelişmiş ülkelerin parasal genişleme uygulamaları enflasyon sorununu ortaya çıkardığı gibi gelişmekte olan ülkelerin daha kırılgan hâle gelmesine neden olmuştur. Bu dönemde finansal istikrarı temin etmeye dönük politikaların fiyat istikrarı hedefiyle çelişmemesi için birden fazla enstrümanın birlikte kullanılması söz konusu olmuştur. Fiyat istikrarıyla birlikte finansal istikrarın da para politikası çerçevesine dâhil edilmesiyle para politikasında yeni bir dönemin başladığı ileri sürülebilir. Bu kitap temel olarak küresel finansal krizden sonra para politikasındaki perspektif arayışına, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeleri bu süreçte nasıl etkilediğine, ülkelerin kriz karşısında geliştirdikleri politika reaksiyonlarına ve konuya ilişkin teorik tartışmalara odaklanmaktadır.