“Bir elime Ay’ı, bir elime Güneş’i verseniz, bu davadan vazgeçmem!” – Hz. Muhammed (s.a.v.) Bilginin hızla yayıldığı, ancak hakikatin çarpıtıldığı bir çağda yaşıyoruz. Bugün saldırıların asıl hedefi “şüphe”dir. Kuran’a doğrudan yönelemeyenler, Müslümanları köklerinden uzaklaştırmak için bu kez sünneti hedef alıyor. Bu modern görünümlü strateji, aslında kadim bir düşmanlığın yansımasıdır. Hz. Muhammed (s.a.v.), yalnızca bir elçi değil, ilahi nizamı hayata geçiren ve yeni bir medeniyet kuran yegâne peygamberdir. Onun hayatı, insanlık tarihinin en açık ve güvenilir kaynaklarla belgelenmiş örneğidir. Sahabe ise bu medeniyetin ilk halkasını oluşturur; Kuran’ın ilk uygulayıcıları olarak adalet, ahlak ve takva temelli bir toplum inşa etmişlerdir. İslam’ın kurduğu sistem, siyaseti sahiplik değil emanet olarak görür ve her makamı liyakatle doldurur. Bu eser, çağın karmaşasında hakikati arayanlara vahyin ruhunu ve sahabenin ferasetini hatırlatıyor. Çünkü hakikat, o rahmet yüklü yolda yürüyenlerin kalbinde yeniden hayat bulur.
Tanıtım Metni