Çevik (agile) paradigma, proje faaliyetlerinin yinelemeli ve artırımlı bir yaşam döngüsü içinde yapılmasıyla çıktıları daha kısa sürede görebilme, test edebilme, beklenmeyen ve öngörülemeyen değişikliklere hızla yanıt verebilme potansiyeli taşıyan proaktif bir yönetim yaklaşımıdır. Günümüzde işletmeler, dijital dönüşümün zorluklarının üstesinden gelmek için çevik değer ve ilkelere, otonom takımlara, Scrum, Kanban, yalın geliştirme gibi metodolojilere giderek daha fazla yönelirken, bu konular yönetim araştırmacıları tarafından yeterince çalışılmamıştır. Literatürde ise yazılım geliştiricilerin hâkimiyeti süregelmekte; bu durum, konunun “yönetsel” yönlerinden ziyade “teknik” yönlerine daha fazla odaklanıldığına işaret etmektedir. Oysa geleneksel yönetim yaklaşımlarından oldukça farklı olan çevik paradigmanın uygulamadaki başarısı “insan” faktörüne yakından bağlıdır. Bu da sosyal bilimler alanında çalışan yönetim araştırmacılarının ve iş dünyasındaki yöneticilerin bakış açısına ve deneyimlerine güvenmenin kritik olduğunu göstermektedir. Yönetim bilimini ve yönetici bakış açısını esas alan bu kitap hem çevik yaklaşımda akademinin önünden giden uygulayıcılar için konunun teorik çerçevesini sunmakta hem de başarılı şirket örneklerine yer vererek kuram-uygulama bütünlüğünü sağlamaya odaklanmaktadır.