Eğitim alma veya almama, çalışmama, çalışma hayatına katılma ve çalışma hayatında kalma ile ilgili (yaşadığı yer ve çevresince de büyük ölçüde yönlendirilen) tercihlerinden kaynaklı olarak kadının kişisel hayatında olumlu ve/ya da olumsuz dönüşümler yaşanmaktadır. Bununla birlikte özel hayatın kendisi, eğitim ve çalışma hayatına doğrudan veya dolaylı etkilerde bulunmaktadır. Aile yılı olarak ilan edilen 2025 yılında aileye gereken önem verilmiş olmakla birlikte kadınlara özel ve çalışma hayatının birlikte yürütülmesiyle ilgili gereken desteğin tam olarak sunulmadığı görülmektedir. Rol çatışmasının üstesinden gelebilmek için kadınlar farklı arayışlar içerisine girmektedir. Bu çalışmanın örnekleminin bir kısmını oluşturan akademisyen kadınlar geleneksel ve geleneksel olmayan destek mekanizmalarından faydalanmak yanında evlenmemeyi yahut çocuk sahibi olmamayı da bir seçenek olarak masada tutmaktadır. Evlilikle geleneksel destek mekanizmalarının yeterli olmadığı kimi durumlarda örneklemin diğer kısmını oluşturan geleneksel olmayan destek mekanizmalarına yönelmek, onlar için zorunluluk hâline gelmektedir. Hangi açıdan okunursa okunsun, akademisyen ve ev hizmetlisi kadının sosyal hayat içerisinde var olmaları için emek piyasasında bulunmaları gerekmektedir. Biri formel ve biri informel piyasada hayatta kalmayı içine alan bu ikili durum; ekonomik bağımsızlık ve yaşam kalitesini sürekli kılmak ya da artırmak için bir gerekliliktir. Bu açıdan bu çalışmada; Siirt'te yaşayan iki farklı toplum kesimi içerisinde yer alan kadınlar arasındaki uyum, iş birliği ve çatışma dinamikleri incelenmektedir.