Bir Aşkın Tarihi’yle aynı adı taşıyan uzun hikâyede Mehmet Rauf, sadece Macit ile Güzin arasında geçen ilginç aşk macerasını anlatmaz; aynı zamanda bir duygunun doğuşu, gelişimi, sönüşü ve hatta nefrete dönüşünü de samimi bir dille yansıtır. Macit’in iç sesi ve çelişkilerini merkeze alan anlatı, Servet-i Fünun döneminin sanat için sanat anlayışına yaslansa da modern psikolojik hikâyeciliğe giden yolda önemli örneklerden biridir. Kitapta yer alan diğer altı hikâyede de aşk, aile, mutsuz evlilik, ihtiras, cinsellik ve namus gibi temalar konu edilerek Batılılaşma sürecindeki Osmanlı toplumunun sıradan insanlarının gündelik hayatlarının estetik ve içsel bir çözümlemeyle anlatılmak istendiği görülür. Bir Aşkın Tarihi, bu anlamda hem bireysel bir iç dökümünün hem de dönemin toplumsal ve ruhsal atmosferinin aynasıdır. Her bir hikâye, bu minvalde, yazarın hikâye formundaki anlatım gücünü keşfetmek isteyenlere yalnızca edebi bir haz sunmakla kalmayacak ve okura devrin fikri ve psikososyal manzarasını seyir keyfi de verecektir.
Tanıtım Metni