"Hayatı neyse şiiri de oydu."
Diyarbakır'ın taşları şehrin hafızasını taşır. O taşların gölgesinde bir meyhane vardır: Ben u Sen.
Edip'in hikayesi burada başlar. Çocuk yaşta sinema önlerinde gazoz satarken aldığı "Serçe" lakabı, edebiyat merakı ve giderek meyhanenin müdavimleriyle kesişen yolu. Ama bu yalnızca bir gencin serüveni değildir; bir şehrin toplumsal belleği, masalara oturan her tipte görünür.
Ahmet Çakmak, Ben u Sen'de yalnızca bir mekanı değil, dönemin siyasi havasını, sokaklara sinmiş gerginliği, dilden dile dolaşan anıları ve efsaneleşmiş tipleri anlatıyor. Solcu Gençler'den Sanatçılar'a, Garibanlar'dan Tefeciler'e, Kürt Yazarlar'dan Sonradan Tövbe Eden Adamlar'a kadar her masa kendi hikayesiyle Diyarbakır'ın canlı portresini tamamlıyor.
Bu roman, bireysel arayışla toplumsal hafızayı buluşturan, taşın, şarkının ve masaların dile geldiği bir anlatı.
Taşın kalbi yok mu sanırsınız, yüreğinde bir kalıp taş değil, kanlı canlı et parçası taşıyan zalimlerin yanında?
| Kapak | Ciltsiz |
| Sayfa Sayısı | 120 |
| Yazar | Ahmet Çakmak |






















