Antik Roma'nın taşlarında yankılanan kadim bir fısıltı…
Rüyalarla başlayan bir yolculuk…
Ve iki kadının, Lima ile Aleda'nın, kader çizgisinde kesişen adımları...
Aleda'nın çocukluk hayali, bir gün arkeolog olup geçmişin sırlarını çözmekti. Hayat ise onu, İstanbul'un kalabalık sokaklarından İngiltere'nin sisli manzaralarına, Ayvalık'ın tuz kokan rüzgârından Gaziantep'in derin mozaiklerine savurdu. Beklenmedik bir anda karşısına çıkan çocukluk dostu ve platonik aşkı Tuna, ona yalnızca kalbinin kapılarını değil, evrenin sırlarına ve ilahî planın işleyişine dair bambaşka ufukları da açtı.
Kuantum fiziği, spiritüel felsefeler ve ezoterik sırlarla örülü bu yolculuk, Aleda'yı ailesinin geçmişiyle ilgili hiç ummadığı bir hakikate götürecekti.
Peki, Zeugma'nın taşları hangi sırrı saklıyordu?
Ve bu sır, geleceğe uzanan hangi ruhsal dokunuşun habercisiydi?
“Zeugma'nın Sırrı”; geçmiş ile geleceğin, bilim ile mistisizmin, aşk ile arayışın buluştuğu unutulmaz bir keşif hikâyesi…