“Panik onu ele geçirdi; bakışları, ufkunda kıpkırmızı bir güneşin alçalmaya başladığı o sarı ovada kayboldu. Ve o sırada atları gördü.” Çağdaş İtalyan edebiyatının usta yazarlarından Antonio Tabucchi, Zaman Hızla Yaşlanıyor’daki öykülerde farklı hızlarda ilerleyen saatleri bir araya getirip tek bir saate dönüştürüyor. Öykülerdeki kahramanların her biri kum saatinin içindeki bir fırtınaya tutulmuş gibi: Berlin sokaklarında amaçsızca dolanan eski bir ajan, küçük bir kıza bulutlara bakarak geleceği okumayı öğreten eski bir asker, yalnızlığını uykusuz gecelerinde uydurduğu öykülerle bastırmaya çalışan bir adam ve daha niceleri yaşamakta oldukları zaman diliminde, vicdanlarının takılı kaldığı zamanla hesaplaşıyor. Öncelikle ona Unter den Linden’in manzarasını bilhassa sevdiğini, çünkü buranın kendisini hâlâ evinde hissettirdiğini söylerdi. Velhasıl, burası ona kendi evindeymiş gibi hissettiren bir evdi, tıpkı hayatının bir anlamı olduğu zamanlardaki gibi.
Tanıtım Metni