… Ve Lila… Sabah duraktan minibüse bindiğimde o da geliyordu o yöne doğru. Kalbim küt küt atmaya başladı. Ama o, herhâlde beni arabanın arka koltuğunda yalnız görünce durakladı, döndü ve geriden gelecek birini bekliyormuş gibi oyalandı. Gökkuşağını andıran rengârenk şemsiyesinin altında gizlemeye çalıştı kendini ve her şeyi. İşte o an tüm hayallerimin suya düştüğü hissine kapıldım. Tüm bedenim ve duygularım kurşuna dizildi sanki. Hafif hafif yağmur yağıyordu şehre. Benden bir sonraki dolmuşla geldi fakülteye. Sabah kimse yoktu derslik koridorunda. “Günaydın” dedi hafifçe ve koridorda biraz ileride durdu. Ayaklarımın esiri olarak ve şu anda hayret ettiğim bir cesaretle yanına gittim. Konuşmaya başladık. Aynı nezaketini koruyordu yine. Yüzünde sabahki olaya ait hiçbir belirti yoktu ancak ben yıkılmıştım.
Tanıtım Metni