Bir valide, hemşireden evvel kanıyla, ruhuyla, bütün cismâniyet ve maneviyatıyla bir rabıta demektir; ondan sonra bir valide uzun bir mecmua-yı hatırattır, bir mecmua-yı hatırat ki ta çocuğunun daha yüzü görülmemiş saat ve eyyamdan başlayarak türlü korkuların, emellerin, binlerce mihnetlerin, meşakkatlerin, ara sıra pek nadir, pek küçük mükâfatlarla, bî-nihâye hicranların, füturların silsile-i tevalisinden teşekkül eder ve bu hatıraların her biri o rabıtaya başka bir düğümün kuvvetini ilave etmiştir. Romanlarında olduğu gibi hikâyelerinde de şahısların iç dünyalarına başarıyla yönelen ve onlara dair esaslı psikolojik çözümlemeler yapan yazarın, Valide Mektupları adıyla Mehâsin’de tefrika hâlinde yayımladığı eserinde de benzer bir yol izlenir. Beş bölümden oluşan eserde, eşinden ayrılmış olması sebebiyle evlilik çağına gelmiş kızını yaklaşık on yıldır doğru düzgün göremeyen bir annenin kızına yazdığı mektuplara yer verilir. Bu mektuplarda, daha doğrusu hikâyenin bölümlerinde önce kızına duyduğu özlemi dile getiren anne, metnin ilerleyen bölümlerinde kızının evleneceği haberini alınca yaşadığı kaygıları da dile getirmeye başlar.
Tanıtım Metni