Mimarlık ve duyusal deneyim arasındaki ilişkiyi bu çığır açıcı kitabın son basımıyla birlikte keşfe çıkın! İlk olarak 1996’da yayınlanan Tenin Gözleri, daha yayınlanır yayınlanmaz bir mimarlık kuramı klasiği hâline gelmişti. Kitabın, felsefeden sanata tüm bilişsel faaliyetlerimizi yeniden gözden geçirmemize sebep olacak ve kapsamlı sonuçları olan bir sorusu vardı: Bir değil de beş duyumuz olmasına rağmen, neden bunlardan biri –yani görme duyusu– mimari kültürde ve tasarımda böylesine baskın hâle geldi? Dijital ortamın yükselişi ve elektronik olarak iletilebilen imajların nüfuz etmediği herhangi bir alanın kalmamış olması, bugün bu soruyu kitabın ilk yayınlandığı zamana kıyasla çok daha acil ve güncel kılmakta. Juhani Pallasmaa’ya göre, diğer dört duyu alanının baskılanması, insanın mekânsal deneyiminin çokduyulu karakterinin göz ardı edilmesine yol açarak hem bir anlamda insanın sakatlanmasına hem de mimarlığın insana ilham verme, onu işin içine katma ve her yönüyle hayatın değerini yüceltme yeteneğinin zayıflamasına neden olmaktadır; ki inşa ettiğimiz çevrenin genel olarak yoksullaşmasının temel nedeni de budur. Genel okurun yanı sıra tüm mimarlık öğrencilerinin de okuması gereken ve dönüştürücü nitelikte kavrayışlar ve içgörüler kazandıran bir başyapıt olan Tenin Gözleri’nin İngilizce 4. Basımı temel alınarak hazırlanan bu gözden geçirilmiş ve genişletilmiş edisyonda okur şunları bulacaktır: • Yazarın yer vurgusu, odaklanmamış algılama ve varoluşsal deneyimin önemi konusundaki son görüşleri; • Mimarlık açısından en önemli ve en etkili duyunun dünyadaki kendilik duyumuz olduğunu vurgulayan güncellemeler ve aydınlatmalar; • Günümüzde varoluşsal duyunun öneminin anlaşılmasının çığır açıcı niteliğine değinen güncellenmiş bir Giriş; • Ve Peter MacKeith’in, Pallasmaa’nın mimarlığa ve duyusal deneyimin doğasına dair düşüncelerine bir giriş ve içerden bir tanıklık niteliği taşıyan “Bir Kapı Kolu, Bir El Sıkışma” adlı kapsamlı makalesi. Onu ilk kez okuyan bir öğrenci için Tenin Gözleri bir aydınlanma ânıdır. İlk basımının üzerinden çeyrek yüzyıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen mimarlık hakkında sunduğu hâlâ taze ve güçlü içgörülerle ilham vermeye devam etmektedir.
Tanıtım Metni