2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği, Türkiye’de yalnızca hükümet sistemini değil; seçim hukukunu, temsil anlayışını ve siyasal meşruiyet düzenini de köklü biçimde yeniden tanımlamıştır. Bu yeni dönemde seçimler, sadece oy verme işlemi olmaktan çıkmış; halk iradesinin hukuki karşılık bulduğu bir ortamda anayasal ilkelerle sınandığı ve demokratik işleyişin daha sıklıkla gözlemlendiği bir alan haline gelmiştir. Bu eser, 1982 Anayasası çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluş sistematiğini, milletvekili seçilme yeterliliğini, seçim çevresi yapısını, adaylık süreçlerini, oyların sandalyeye dönüşümünü ve yargı denetimini bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır. Kitap, yalnızca yasal düzenlemeleri açıklamakla kalmamakta; seçim hukukunun arkasındaki anayasal ilkeleri, siyasal işleyişi ve temsilin kurumsal niteliğini analiz etmektedir. Seçim sürecine hem hukuki hem de demokratik bir perspektiften bakmak isteyenler için sağlam bir kaynak sunmaktadır. Birinci bölüm, TBMM’nin anayasal temelde nasıl kurulduğunu ve bu yapının demokratik temsille ilişkisini ortaya koymaktadır. İkinci bölüm ise seçim sürecini belirleyen temel unsurları; adaylık koşullarını, oy kullanımına ilişkin düzenlemeleri, baraj sistemi ve yargı denetimi gibi kritik başlıkları sistemli bir biçimde incelemektedir. Sandıkta Hukuk, oy verme eyleminin ötesine geçerek, seçim hukukunun yapısını, demokratik temsilin işleyişini ve anayasal çerçevenin sınırlarını anlamaya katkı sunan kapsamlı ve özgün bir çalışmadır.
Tanıtım Metni