“O zamanlarda kitap elinden düştü. Kütüphanesi bir arsa-i tenhai gibi kalarak dört ay evvel okumakta olduğu Muse’nin mecmua-i eş’ârı güya natıka-i hâlî [boş konuşma] imiş gibi açık, perişan bir surette yuvarlanmış, Hugo ihtiyar çehresi ile yüzükoyun kapanmış, hokkasında mürekkebi kalmamış, kalemi paslanmış bir hâlde odada mahpus kaldı.” Ahmet Rasim’in kaleminden çıkan bu dört anlatı — Maişet, Sabiha, Asabî Kız ve Derd-i Dil — geç Osmanlı İstanbul’unun gündelik hayatını, insan ilişkilerini ve değişen toplum yapısını büyük bir gözlem gücüyle yansıtıyor. Kimi zaman Boğaziçi’nde bir yalıda, kimi zaman sokakta bir kadınla, kimi zaman da içe dönük bir karakterin sessiz düşüncelerinde dolaşan bu metinler, hem dönemin ruhunu hem de bireylerin dünyasını yakından tanımamıza olanak sağlıyor. Yarım kalmış romanlar, kısa hikâyeler ve gerçek hayat sahneleriyle şekillenen bu derleme; İstanbul’u, aşkı, kadınları ve toplumsal dönüşümü anlatırken yer yer dokunaklı bazen de düşündürücü bir okuma deneyimi sunuyor. VakıfBank Kültür Yayınları’ndan çıkan bu kitap, Ahmet Rasim’in edebiyatına nüfuz etmek, onu döneminin içinde anlamlandırmak ve geç Osmanlı döneminin edebî panoramasına yakından bakmak isteyen okurlarını bekliyor.
Tanıtım Metni