Bu eser yalnızca masa başında kaleme alınmış bir akademik metin değil; iki ülke ve onlarca şehirde yerinde edinilen deneyimlerle ve uzun soluklu bir araştırma sürecinin birikimiyle şekillenmiş özgün bir çalışmadır. Araştırmanın uluslararası boyutunda, kent hakkı kavramının doğduğu ve geliştiği kentlerden olan Avusturya'nın Graz ve İtalya'nın Orvieto şehirleri ziyaret edilmiş; bu çerçevede Avrupa'daki katılımcı şehircilik, sürdürülebilirlik ve sakin şehir uygulamaları yerinde incelenmiştir. Bu gözlemler, yalnızca kuramsal bilgiyi değil, aynı zamanda bu kavramların pratikte nasıl karşılık bulduğunu anlama fırsatı da sunmuştur. Türkiye ayağında ise 19 il ve 19 ilçede yürütülen kapsamlı incelemeler, kentsel mekânın dönüşümünü, yerel yönetim pratiklerini ve kent yaşamına ilişkin toplumsal dinamikleri çok yönlü biçimde değerlendirmeyi mümkün kılmıştır. Bu gözlemler, mevcut durumu betimlemenin ötesine geçerek, yerel yönetimler ve kentliler açısından izlenmesi gereken olası bir yol haritasına dair önerilerin geliştirilmesine zemin hazırlamıştır. Bu yönüyle eser, yalnızca kuramsal tartışmaları aktaran bir çalışma olmanın ötesine geçmekte; uluslararası deneyimlerle yerel gerçekliği buluşturarak, uygulanabilir politika önerilerine yönelen bir bilgi üretim süreci ortaya koymaktadır. Özellikle belediyeler ve yerel yöneticiler açısından bu eserin, sakin şehir yaklaşımı çerçevesinde çok sayıda pratik çıkarım ve politika önerisi sunduğu söylenebilir. Kitap, kent hakkı ilkesinin sahada nasıl somutlaştırılabileceğine dair örnekleriyle, yerel yönetimlerin stratejik planlama, katılımcı yönetişim, çevresel sürdürülebilirlik ve kentsel yaşam kalitesi alanlarında doğrudan yararlanabileceği bir rehber niteliği taşımaktadır. Türkiye'de kent hakkı literatürünün hâlâ sınırlı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu kitap, hukuk perspektifinden hazırlanmış ilk kapsamlı çalışma olma niteliği taşımakta; aynı zamanda yerel demokrasi ve sakin şehir paradigması arasındaki bağlantıyı doğrudan kuran öncü bir araştırma olarak öne çıkmaktadır. Okur, bu eserde yalnızca Henri Lefebvre, David Harvey ve Don Mitchell gibi teorisyenlerin görüşlerini değil, aynı zamanda Türkiye'de kent hakkının hayata geçirilmesi için atılması gereken somut adımlara dair kapsamlı bir analiz de bulacaktır. Böylece kitap hem kuramsal düşünceyi hem de uygulamaya dönük önerileri bir araya getirerek, kent hakkı alanında yeni bir tartışma zemini açmayı ve yerel yöneticiler için pratik bir başvuru kaynağı olmayı hedeflemektedir.
Tanıtım Metni