Tarih on ikinci yüz yılın mayıs ayını gösteriyordu. Uzaydan gelen Jüpiterli Yarasalar, Hakkâri’ye, Sümbül ve Cilo Dağlarına indiler. Yarı insan, yarı fareye benzeyen, bu yarasa kılıklı varlıklar, görenleri şok ediyordu. O günden sonra yerleşim merkezlerini basmaya başladılar. Hayvan sürülerinin başına çöküyor, çobanları birer çöp gibi fırlatıp atıyor, onlarca hayvanı yaralıyor, onlarcasını midelerine indiriyorlardı. Mir’in komutanı Romir, silahlı birlikleriyle on-ların peşindeydi. Sıkça karşılaşıyor, aralarında dehşet dolu çarpışmalar oluyordu. En sonunda Romir, bu ölümsüz canavarların ışıktan ve ateşten korktuklarını öğrendi. O andan sonra oklarının başlarına keçe ve çıra sardılar. Ateş oklarını birer füze gibi yağdırmaya başladılar. Jüpiterli Yarasalar, birer bomba gibi patlıyor, yanıyor, yok olup gidiyorlardı. Bu gelişmelerden sonra her şey çok daha korkunç bir hal aldı.
Tanıtım Metni