Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısı, kapitalizmin gelişme durumu; Türk sermayesinin uluslararası açılımı, burjuvazinin yakın çevresinden başlayarak birtakım işgalleri ve nüfuz alanı kazanmak için attığı adımlar; güttüğü emperyalist politikalar ister istemez ‘nasıl bir Türkiye’ ile karşı karşıya olduğumuzun tartışılmasının güncel olduğunu göstermektedir... Türk tekelci burjuvazisi tarihsel, coğrafi ve ekonomik gücünün beraberinde getirdiği olanak ve avantajları kullanarak uluslararası planda değişen güçler dengesi içinde hızlı yükselen güçlerden birisi oldu ve Balkanlar-Ortadoğu-Kafkasya/Hazar Havzası üçgenindeki ülkelere ilgi göstermektedir. Tekelci sermayenin stratejisi bölgesel güç olarak gelişmek ve buna dayanarak dünya pazarlarında pay kapmaya çalışmaktır... Uluslararası pazarlara açılmakta kat ettiği yol, bu sermayenin Misak-ı Milli sınırları içinde kalmaya artık hiç de niyetli olmadığını çok açık bir biçimde göstermektedir... Bu nedenle burjuvazinin Ortadoğu, Afrika, Balkan ülkeleriyle ticari ilişkilerini sıçramalı geliştirmesi anlaşılır. Sadece komşu ülkelerle değil, Rusya hariç bölge ülkeleriyle (Ortadoğu, Balkanlar, Orta Asya, Kafkasya, Afrika) karşılaştırıldığında birinci ekonomi konumundadır... Türk tekelci sermayesinin Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika'da yayılmışlık durumunu küçümseyen fena halde yanılmış olur. Şüphesiz, hacmi kendi çapındadır ama önemlidir.
Tanıtım Metni