Ibsen, ahlak problemini kişisel ve toplumsal boyut-larıyla işlediği bu iki oyundan Toplumun Payandaları’nda, kısmen sembolizme de başvurarak, gerçekte yalan ve sahtekarlık üzerine kurulmuş ilişkiler ağının yol açtığı sonuçları irdeler, dürüstlük yitimiyle beraber kendini gösteren alçalmaya işaret eder. Ama hakikat dürtüsü en sonunda galebe çalacak, oyun (Ibsen’de pek görülmedik bir biçimde) iyimser bir tonla noktalanacaktır. Benzer şekilde, geleneksel ahlak anlayışını ve toplumdaki ikiyüzlülüğü hedef tahtasına oturtan Hortlaklar’da ise yazar, aile kurumunu bir bağnazlık/dar görüşlülük yatağı, sevgi ve şefkatin zorbalığa/sahiplenmeye evrildiği bir yer olarak serimler. Geçmişten miras kalan şeylerin ağır yükü (hem kalıtım hem yaşanmışlık anlamında) bireylerin hayallerini tuzla buz edecek, onları birer cansız/soluk hayalete dönüştürecektir. İçindeki şairi en ‘toplumsal’ oyunlarında bile unutulmaz bir yeğinlikle dışavuran bir yazardır Ibsen.
Tanıtım Metni