Sermaye şirketlerinin ticari hayatta sıklıkla tercih edilen bir ortaklık yapısı olduğu ve payın önemli bir ticaret aracı haline geldiği görülmektedir. Ayrıca uygulamada sıklıkla sermaye şirketleri payının devredilmesi yoluyla, şirkete ait malvarlığı değerlerinin devredilmesinin amaçlandığı görülmektedir. Bu durum sermaye şirketi ile ortak arasındaki ilişkinin özel olarak incelenmesini gerektirmektedir.
Sermaye şirketleri ile ortakları arasındaki ilişki, şirket ve ortak arasında ayrı bir bağ oluşturan bir borç ilişkisidir. Şirket ve ortak arasındaki borç ilişkisinin devri, payın devriyle gerçekleşmektedir. Pay devir sözleşmesinin konusunu, ortalık statüsü ile ortaklığa bağlı haklar ve borçlar oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışmada öncelikle pay kavramı ve devir sözleşmesinin konusu incelenmektedir.
Sermaye şirketlerinin ayrı tüzel kişiliği olması ve ortakların şirket malvarlığı üzerinde mülkiyet hakkının olmaması, pay devir sözleşmelerinde ayıptan sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin hukuki problemi doğurmuştur. Bu sebeple çalışmada ayıp kavramı ele alınarak, ayıptan sorumluluk hükümlerinin uygulanabilirliği değerlendirilmektedir. Ayrıca sözleşmenin hukuki niteliği ve taraflar arasındaki bilgi asimetrisi göz önüne alınarak, edimler arasındaki dengenin sağlanmasına hizmet eden ayıptan sorumluluğa benzer veya ayıptan sorumluluk hükümleri yerine uygulanması gerektiği savunulan hukuki kurumlar da çalışmada karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Pay devir sözleşmesinde sözleşmenin kalbi olarak nitelendirilen ve sözleşmede ağırlıklı öneme sahip olan, tarafların sorumluluklarının açıkça belirlendiği garanti hükümleri ele alınmaktadır. Böylelikle devredenin ayıp olarak nitelendirilebilecek eksiklikler yönünden sorumluluğunun çerçevesi çizilmektedir.