BİR DİKTATÖRLÜĞÜN DOĞUŞU VE ÇÖKÜŞÜ Weimar Cumhuriyeti’nin kırılgan yapısı, ekonomik krizler, siyasal kutuplaşma ve halkın demokrasiye olan güven kaybı, Almanya’yı radikal bir dönüşüme açık hâle getirdi. Nasyonal Sosyalistlerin yükselişi, işte bu kırgınlık ve öfkenin tam ortasında filizlendi. Goebbels’in propagandası, “arkadan hançerlenme” anlatısını milliyetçi söylemlerle harmanlayarak güçlü bir siyasal silaha dönüştürdü. Hitler bu silahı kullanmaktan asla çekinmeyecekti. Gregor Strasser ve Ernst Röhm gibi güçlü isimlerin tasfiyeleri, Goebbels, Himmler ve Göring gibi figürlerin hızla yükselişi, Hindenburg’un ölümüyle Hitler’in mutlak gücü ele geçirmesi ve Weimar Cumhuriyeti’nin fiilen dağılması; tüm bunlar rejimin siyasi yapısını yeniden şekillendirirken, Hjalmar Schacht, Walther Funk ve Ferdinand Porsche gibi aktörlerin ekonomi ve sanayide gerçekleştirdiği atılımlar, Almanya’yı hızla savaşa hazırlanan, merkezîleşmiş ve militarize bir devlet yapısına dönüştürdü. 1939’da Polonya’nın işgaliyle başlayan savaş, Nazi Almanyası’nın hızla genişleyen saldırgan politikalarını sahneye taşıdı. Blitzkrieg taktikleriyle Avrupa’nın büyük bölümünü kısa sürede ele geçiren rejim, doğuda Sovyetler Birliği’ne karşı yürüttüğü Barbarossa Harekâtı’yla tarihin en kanlı cephelerinden birini açtı. Alman savaş makinesi, baş döndürücü bir hızla büyürken aynı hızla da tükenmeye başladı; ağır kayıplar, bombalanan şehirler ve çöken moral, rejimin çöküşünü hızlandırdı.
Tanıtım Metni