Küreselleşme sürecinde kentler sadece yerel ya da ulusal değil, aynı zamanda küresel aktörlerdir.
Bu süreçte kent-kapitalizm ilişkisi daha da derinleşmiş, küreselleşmenin rekabetçi yapısı kentleri birbirleriyle yarışmaya zorlamıştır. Sermayeyi ve nitelikli işgücünü çekme yarışında öne çıkmak isteyen kentler, yalnızca kendi iç dinamiklerini dönüştürmekle kalmamış; çevrelerindeki kentlerin potansiyelinden de yararlanarak genişleyen metropol ve megapol alanlarını şekillendirmiştir.
Bu dönüşümden en çok etkilenen alanlardan biri ise kentsel ulaşım olmuştur. Artık kentsel ulaşım sadece teknik bir hizmet değil; küresel kentlerin, çevre kentlerin, merkezi yönetimlerin, uluslararası finans kuruluşlarının, çokuluslu şirketlerin, toplu taşıma operatörlerinin ve kentlilerin birlikte şekillendirdiği çok aktörlü bir yapıdır. Bu karmaşık yapı, ulaşım yönetiminde koordinasyonu ve yönetsel kapasiteyi her zamankinden daha önemli hale getirmiştir.
Bu kitap, Londra, New York, Tokyo, Paris ve Hong Kong gibi küresel kentlerin ulaşım yönetim modellerini inceleyerek, İstanbul'un ulaşım yönetim ve koordinasyon sorunlarına özgün ve uygulanabilir bir çözüm önerisi sunuyor. Kuramsal derinlik ile pratik örnekleri harmanlayan bu çalışma, küresel ölçekte düşünen ve yerel ölçekte çözüm arayan herkese hitap ediyor.
