“Masallar düşten, hikâyeler gerçekten”.
“Süte dair konuştuklarımız aslında bir süt miti değil mi?” sorusu, elinizdeki kitabın düşünsel çıkış noktası oldu. Süt yalnızca bir besin değil bedensel ve ruhsal anlamda ilk nesne, annenin simgesel temsili, doğumla birlikte başlayan ilişkinin en temel göstergelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu kitap; psikanalitik kuram ile mitoloji, atasözleri, deyimler ve kültürel ritüeller arasında köprü kuran özgün bir düşünsel yolculuk sunuyor.
Antik Yunan’da Hera’nın göğsünden fışkıran Samanyolu’yla, Türk mitolojisinde süt gölünden doğan Umay Ana’nın izini sürerken Klein’ın “iyi meme – kötü meme” kavramsallaştırması ve Winnicott’un “yeterince iyi anne” tanımı gibi psikanalitik açılımlar, kültürel imgelerle birlikte ele alınıyor. Anne–bebek ruhsallığına dair psikanalitik kuramları kültürel sembollerle birlikte düşünmek isteyen herkes için zengin bir kaynak.