Bilgi toplumunda kapitalin sürekli olarak kendisini mekânda yeniden dağıtan rasyoneli içinde, insanlar sanayi toplumuna göre mekânda daha sık yer değiştirecektir. Böyle bir durumda, insanları bir yere bağlı olarak düşünmek yerine, yaşamları boyunca yeryüzünde belli güzergâhlar üzerinde hareket halinde düşünmek, var olan gerçekliğin daha doğru bir temsili olacaktır. İnsan ile yer ilişkisi, böyle bir güzergâh üzerinden düşünüldüğünde, yer değiştiren insan, göç eden insan olmaktan çıkarak dünyadaki güzergâhını gerçekleştiren bir insana dönüşür. Bu durumda insanların yerlerinden çok, güzergâhlarından ve güzergâh kalıplarından söz etmek gerekecektir. Güzergâhları zamanda ve mekânda kesişen insanlar, bir yerleşme ve topluluk oluşturacak, bu toplulukta sorumluluk yüklenecek ve yaşamlarına anlam kazandırabileceklerdir.
Tanıtım Metni