"Şimdiden başlığı görür gibiydi: Başsız cesedi bulan adam konuşuyor."
20. yüzyıl İtalyan edebiyatının en önemli isimlerinden Antonio Tabucchi, Damasceno Monteiro'nun Kayıp Başı'nda entelektüel derinlikten ödün vermeden sürükleyici bir polisiye hikaye anlatıyor. Roman, Porto'da bir parkta başsız bir cesedin bulunması üzerine olayı araştırmaya başlayan gazete muhabiri Firmino ve sıradışı avukat Loton'un soruşturmalarıyla ilerliyor. Üstelik gerçek bir olaydan yola çıkarak kaleme alarak yazdığı bu romanda Tabucchi, o tarihlerde henüz aydınlanmamış cinayetin katilini de doğru tahmin ediyor. Damasceno Monteiro'nun Kayıp Başı adalet kavramını, polis şiddetini, işkenceyi ve uyuşturucu trafiğini felsefi boyutta irdeleyen, bunları yaparken gerilimin dozunu bir an olsun düşürmeyen bir roman. Bilmem fark ettiniz mi, dünya ikilidir, doğa ikili yapılar üzerinde yürür, en azından bizim Batı uygarlığımız (sonuçta, tüm sınıflandırmaları yapan uygarlıktır), 18. yüzyılı düşünün, doğabilimcileri, ne bileyim, Linnaeus'u, ama ona nasıl hak vermezlik edebiliriz, gerçekte uzayda dönen ve bizim üzerinde seyrettiğimiz bu sefil küre parçası tamamıyla ilkel bir ikili şemayı zorunlu kılıyor, ne diyorsunuz bu konuda?
Kapak | Ciltsiz |
Sayfa Sayısı | 208 |
Yazar | Antonio Tabucchi |