Kadın ve doğa… Her ikisi de tarih boyunca egemen güçlerin baskısına maruz kalmış, faydacı amaçlarla kullanılmış ve ikincil konuma itilmiştir. Çeviri eylemi de tıpkı kadın ve doğa gibi uzun süre özgün metnin “kopyası” olarak görülmüş, böylece değersizleştirilmiştir.
Çeviribilimde Feminist ve Ekofeminist Yaklaşımlar, bu ortak tahakkümün izini sürerek çeviriyi bir yeniden yaratım ve dönüşüm alanı olarak konumlandırır. Feminist çeviri kuramlarını ekofeminist düşünceyle buluşturan eser, Charlotte Perkins Gilman'ın Herland (Kadınlar Ülkesi) adlı (eko)feminist ütopyasını çözümleyerek kadın ve doğa temsillerinin erek dilde nasıl yeniden anlamlandırıldığını tartışır ve ekofeminist çeviri kuramına yönelik özgün bir katkı sunar.
Bu kitap, edebiyatın ve çevirinin dönüştürücü gücünü hatırlatarak kadının ve doğanın sesini daha duyulur kılmayı amaçlıyor. Kadın ve doğa arasındaki yakınlığı, kadın-erkek düalizmini ve hayvanlar üzerindeki tahakkümün söylemlerini analiz eden çalışma; tüm bu alanlarda baskı kuran gücün aslında aynı kökten beslendiğini ortaya koyuyor. Böylece cinsiyet, ırk ve tür temelli her türlü ikiliğe karşı farkındalık yaratmayı ve çeviri aracılığıyla toplumsal bilincin yükseltilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.