Mustafa Gazalcı, dünya eğitim tarihinde yer edinen, Cumhuriyet’in büyük atılımlarından Köy Enstitülerinin ruhunu yansıtan anılardan yola çıkarak kaleme aldığı çarpıcı öyküleriyle karşımızda... Enstitülerin kurucularından İsmail Hakkı Tonguç, kitapta yer alan bir öyküde Arifiye’yi ziyaretinde şunları söylüyor: “…Sonunda Paşa’ya bir rapor hazırlayarak, ‘Bugün bu koşullarda yeni enstitü açamayız’ dedik. İsmet Paşa bu rapor üzerine, ‘Sonra çok pişman olacaksınız, savaştan sonra bize bunu hiç yaptırmazlar’ dedi. Yeni enstitü açamıyorsak bari var olanlarda öğrenci sayısını artırmalıyız diye düşünüyorum. Köy ve şehir yatılı öğretmen okulları bir süre yaşadı, sonra gürültüsüz patırtısız bu kurumları kapattılar. Yararsız mıydı? Hayır. Sayıları az olduğu için karşı çıkan olmadı. Biz Köy Enstitüleri yoluyla insanımızı canlandırmak, Türkiye’yi her türlü gerilikten kurtarmak istiyoruz. Bunun için de köye gidecek yarayışlı elemanları çoğaltmak gerekir.” Bozkırdaki Işıklar, “korkulan başa gelmeden önce”nin, karanlığı yara yara ilerleyenlerin sarsıcı öyküleridir…
Tanıtım Metni