Hamit, güreşe deli gibi aşıktı ... Nasıl da ilk gün gibi, kıvanarak anlatırdı güreşe başlayışını: "Aslında on altı yaşındayken benim işim gücüm öküzleri önüme katıp tarla sürmeye gitmekti. Sonra efendim, günün birinde bizim köy gillerin iyi güreşçilerinden Haydar ağabey çevirdi, yine tarlaya giderken. Tatlı diliyle kandırıp aldı götürdü beni güreşlere. Arabayı saklayıp öküzleri çayıra saldım ;yolu yoktu ... Emanet kispetle çıktım çayıra. Beceremediğjmden, Haydar ağabey yağlamıştı beni bir güzel . Ben mi iyiydim, yoksa kapıştıklarım mı kötüydü, neyse ... Elensemi yiyen çöküyordu secdeye varır gibi ... O gün beş lira verdiler bana. Eve dönüşte, babamdan bir güzel dayak yedim . Ama güreşin tadı, dayağın acısından daha baskındı doğrusu. Sonra çoğaldı o beş liralar . Annem güreşmemi o kadar istemezdi ama onu da ikna etmiştim. Ve derken dayım Adil Candemir yoğurmaya başladı beni ... Sonrasını bilmeyen var mı?" 1950'lerde dünyanın en kuvvetli adamı sadece güreşleriyle değil, toprağa düştüğü andan 41 yaşında ona geri döndüğü ana kadar ülke, aile ve zafer sevdasıyla dolu dolu yaşadı.
Tanıtım Metni